Mailing yaparak etkilemesi zor olan Y kuşağının beklentilerini ve etkili bir e-mail pazarlaması yapmanız için gerekenleri yazımızda bulabilirsiniz.
Y kuşağı, 7/24 akıllı telefon kullanan ve çevrimiçi gözüken bir kitle olsa da, e-maillerini pek dikkate aldıkları söylenemez. Dolayısıyla, satın almalarda sözü geçen önemli bir kitle olan Y kuşağını mail göndererek ikna etmek oldukça zor ancak, yine de imkansız değil.
Ürün veya hizmetiniz için e-mail pazarlaması yapmaya karar verdiniz diyelim, daha yolun başında iyi bir karar vermiş sayılırsınız. SendinBlue tarafından Y kuşağının neyi sevip sevmediğini anlamak için yapılan araştırmada, katılımcıların %63’ü e-mail marketing ya da dilimize geçen adıyla e-posta pazarlamanın, perakendecilerle iletişim kurmada ilk tercihleri olduğunu söylüyor.
Sonraki adım ise, hazırladığınız e-postayı alıcılarınıza nasıl açtıracağınızı ve onları harekete geçireceğinizi bulmak. Burada en etkili yöntem, promosyonlar ve indirimler oluyor. Araştırmaya göre, katılımcıların %59’u promosyon teklifi gördüklerinde harekete geçtiklerini, %71’i ise mailde geniş bir ürün yelpazesine, indirim koduna veya ücretsiz gönderim gibi fırsatlara yer veriliyorsa harekete geçebileceğini söylüyor.
Katılımcıların %68’i günde 2-5 kez mail kutusunu kontrol ediyor ancak perakendecilerden aldıkları mail sayısı 5’ten az. Bu durumda satış yapmak isteyen markaların önemli bir fırsatı kaçırdığını söyleyebiliriz. Y kuşağı, mail aracılığıyla satın almaya hazır konumda ancak markalar bu isteği suistimal ederek potansiyel müşterilerini kaybediyorlar. %55’in üstünde katılımcı, kendilerini spam içeriklere boğan markalara karşı sadakatini yitirdiğini belirtiyor.
Araştırmayla ilgili detaylı bilgiyi infografikten öğrenebilirsiniz.
Bu rakamsal bilgilerin yanında, Y kuşağını etkileyecek bir e-mail pazarlaması için şu konulara dikkat etmelisiniz:
Responsive tasarım: Y kuşağının %63’ü, mobil olarak alışveriş yapıyor. Dolayısıyla responsive tasarım ile her cihazdan satın alımı kolaylaştırmak oldukça önemli. Okuyucunun mailin önemli noktasını görmek için tüm ekranı gezinmek zorunda kalmasını ya da bozuk layout’lar ile karşılaşmasını istemezsiniz, çünkü bu durumda okuyucunuz mailinizi okumak için çaba göstermeyecek ve muhtemelen abonelikten ayrılacaktır.
Daha az metin, daha çok görsel: Daha az karakterle kendimizi ifade ettiğimiz ve kısa videolar çektiğimiz günümüzde, kimse uzun okumalara vakit ayırmak istemiyor. Özellikle Y kuşağı, kısa ve net olan bilgi arayışında. E-mailinizi hazırlarken, sadece uzun paragraflar kullanmadığınızdan emin olun. İçerikle ilgili görseller ve GIF’ler kullanmayı tercih edin. Kullandığınız görseller ile bağlantılı, yaratıcı metinler hazırlamaya çalışın.
Beklenmedik tasarımlarla şaşırtın: Alışılagelmiş mail tasarımlarından olabildiğince uzak kalmaya çalışın. İngiliz yayınevi Penguin Random House’un, durağan bir arka plan yerine, ekranı kaydırdıkça hareket eden mail tasarımı ya da Taco Bell’in iki arkadaşın konuşmasını hareketli görselle ele alan maili bu konuda örnek verilebilecek, oldukça ilgi çeken tasarımlardan.
Mizah unsurları kullanın: Az da olsa güldürü unsuru taşıyan mailler, okuyucular için her zaman ilgi çekici olmuştur. Y kuşağının %80’i, markaların onları eğlendirmesi gerektiğini düşünüyor, dolayısıyla eğlenceli içerikler bu özel kitle için iyi bir kullanıcı deneyimi olabilir. Unutmamanız gereken unsur ise, mizahın kolay kazandırdığı gibi kolay kaybettirebileceği. İçeriğinizi dikkatle ve hedef kitlenizi iyi tanıyarak hazırlamalısınız.
Maili kişiselleştirin: Yalnızca kullanıcının ismini geçirdiğiniz mailler artık kişiselleştirme sayılmıyor. İnsanlar, kişisel verileri karşılığında daha özel tanıtımlar bekliyor. Dolayısıyla, herkese aynı içeriği göndermek yerine mailing listenizi belirli özelliklere göre segmentlere ayırarak, farklı içeriklerde kampanyalar kurgulayabilirsiniz. Satın alma geçmişine dayanan öneriler ve fırsatlar göndererek daha kişisel teklifler sunmak iyi bir kişiselleştirme yöntemi olacaktır.