Etkili dijital pazarlama stratejileri ve tüketici ile iletişime geçme konusunda başarı denildiğinde son zamanlarda akla gelen en önemli örneklerden biri: Nike kampanyaları. Rakiplerini gerçekleştirdiği sosyal yarışmalar ve etkinliklerle geride bırakan Nike, birçok markaya ilham verecek çalışmalara imza atıyor.
Dijital kampanyaları ile geniş kitlelere ulaşan dünyanın ve en büyük spor giyim markalarından biri olan Nike; geçtiğimiz günlerde tüketicilerinin karşısına “Harekete Geç” sloganı ile çıkarak yeni bir kampanya başlattı. Geleneksel ve dijital yöntemlerle tüketiciye ulaşma konusunda oldukça başarılı ilerleyen kampanya, Nike’ın diğer reklam kampanyaları gibi markayı etkili sonuçlara götürme yolunda ilerliyor.
Nike markasının başarılı reklamlarının, ilginç sosyal yarışmalarının, tüketici ile iletişiminin sıradışılığı ve başarısı; Nike’ın büyük rakipleri dahil birçok markanın gerçekleştirmekte zorlandığı bir strateji izliyor. İşte bazı başarılı Nike reklam kampanyaları…
LiveStrong
Kampanya ABD’li eski yol bisikleti yarışçısı Lance Armstrong’un gündemden düşüşünden sonra etkisini yitirmiş olsa da, Nike’ın pazarlama kampanyaları arasında tüketicilerin de dâhil edildiği bir kampanya olması açısından iyi bir örnek oluşturuyor.
Kampanya Tour de France güzergahındaki yola çeşitli mesajların yazılması ile gerçekleşiyor. Lance Armstrong LiveStrong kampanyası kapsamında kullanılmak üzere yola sarı tebeşir ile kişiselleştirilmiş metin ve çevrimiçi mesajları boyaması için bir “Chalkbot” programlandı.
Kampanyanın amacı yarışta yer alan bisikletçiler için umut, destek ve azim mesajlarının duyurulmasına destek olmaktı ve Chalkbot mesajı yazdıktan sonra yolun fotoğrafı, GPS konum bilgileri ile birlikte kullanıcıya iletildi.
Kampanya ayrıca Nike’ın LiveStrong koleksiyondan elde edilen kârdan Lance Armstrong Vakfı’na hayır için fon aktarmayı hedefledi.
Fuel Your Team
Nike, bu interaktif kampanyasını Nike+ isimli şuan yaklaşık 6 milyon üyeye sahip olan kendi sosyal medya platformunda uyguladı.
2010 yılından bu yana Nike, dijital platformu Nike+ FuelBand bağlantısını kullanarak bir dizi eğitim ürünü geliştirdi. Kullanıcılar daha sonra NikeFuel puanı toplamaya, kendilerine hedefler belirlemeye ya da diğer kullanıcılarla rekabet etmeye başladı.
Nike, bu yılın başlarında gerçekleştirdiği Fuel Your Team isimli bir kampanya düzenledi ve bu kampanya ile kullanıcıların taraf olduğu kolej basketbol takımı için NikeFuel puanları kazanarak destek olmalarını sağladı.
The Change
Nike’ın yinelenen dünya çapındaki kampanyalarından bir başkası olan The Change (Şans), gençlere Nike Akademi’de 1 yıl boyunca bulunma fırsatı verdi. Kampanya 2010 yılında ilk olarak nikefootball.com olmak üzere; Facebook, Twitter ve Youtube üzerinden 6 ay boyunca duyuruldu.
Katılımcılar toplamda 5.5 milyon fanı olan 17.000’den fazla Facebook sayfası açtı. Ayrıca kampanya süresince 2000 kullanıcı tarafından oluşturulan videolar ve 28.000 oyuncu gönderisi ile 3.4 milyon Youtube görüntülemesi elde etti.
Kazanan oyuncular Nike Akademi’de 1 yıl boyunca Premier League ve diğer büyük kulüplerin takımlara karşı oynama şansı elde etti.
Times Square Billboard
Bu mobil kampanyada Nike, Times Meydanı’na insanların kendi dizaynı olan Nike kimliklerini sunabilmeleri için interaktif bir reklam panosu yerleştirdi. Ekrandaki ayakkabıyı özelleştirmek isteyenler ekranda yazan telefon numarasını aradıktan sonra akıllı telefonlarının tuş takımını kullanarak ayakkabıları dizayn ettiler. Ardından ortaya çıkan tasarımı satın almak ya da duvar kağıdı olarak indirmek isteyenlere mesaj ile link gönderildi.
2009’da gerçekleşen kampanya için herhangi bir uygulama ya da yazılıma gerek yoktu. Akıllı telefon sahibi olan herkes kampanyaya katılarak kendi tarzını dev ekrana yansıtabilir. Videoda da görüldüğü gibi bazı katılımcılar bu konuda oldukça heyecanlıydı.
The Chosen
Nike’ın ilk olarak 2011 yılında uyguladığı kampanya başarısının ardından daha sonraki yıllarda da tekrarlandı. Sosyal medya üzerinden geleneksel reklama yoğunlaşan Nike, televizyondan 3 gün önce sosyal medyada 90 saniyelik bir video yayınladı.
Kampanya kapsamında Nike, paten ve snowboard ya da farklı alanlarda niş spora odaklanmış kişilerden sosyal medya üzerinden video göndermeleri istendi. Gelen videolar arasından seçilenlerin oluşturduğu reklam ise muhteşem.
Videoda bulunan sporcuların bir özelliği vardı. Amaçlandığı bunu deneyenler ve video gönderenler arasında sosyal medya ağlarında bir etkileşim oluştu. “The Choosen” yani seçilmiş bir yaşam tarzına sahip olan sporcular kazananları belirledi.
Kampanya Nike’ın niş spor ürünleri hakkında sosyal medyada etkileşim oluşturmasına başarılı bir örnektir.
Nike Grid
2010 yılında bu büyük spor markası Londra’da dev bir sanal gameboard haline dönüştü: Nike Grid.
Koşucuların rekabet edebileceği ve puan kazanabileceği kontrol noktaları oluşturuldu ve şehir çapında bir koşan topluluk oluşturuldu. Topluluğun sanal hız, dayanıklılık ve güç rozetleri bile vardı.
2010 yılının Mayıs ve Ekim ayları arasında Facebook üzerinden yürütülen kampanya Nike’ın dijital ve sosyal pazarlama ile gerçek dünya spor performansını birleştirme konusundaki ilk girişimleri arasında yer alıyor.
Kampanyaya 30.177 koşucu katılırken toplamda koşulan yol uzunluğu dünyanın yarıçapı kadar oldu.
Free Running
Nike, yeni koşu ayakkabılarını tanıtmak amacıyla Nike+ sosyal medya platformunu kullanarak koşucuların 2 mil mesafeyi en hızlı koştuğu zamanı belirleyebilecekleri bir sosyal kampanya başlattı.
Yarışmaya eğlence ve duygu katmak için orijinal bir karaoke şarkısı eklendi ve koşucuların koşarken bu şarkıyı söylemesi istendi. Seçilen şarkı “I would run to you” Shazam mobil uygulaması kullanılarak koşucular tarafından indirildi ve 2 dakikalık bir kısa film ile kampanya desteklendi.
Catch The Flash
Viyana’da insanları koşmaya teşvik etmek amacıyla gerçekleştirilen kampanyada insanlardan yansıtıcı koşucu ceketi giymiş olan koşucuları yakalamaları istendi. “Catch the Flash” yani “Flaşı Yakala” isimli kampanya için 50 koşucu, ceketleriyle şehir turuna çıktı. En çok koşucunun fotoğrafını çeken kişinin 10.000 Euro kazanacağının açıklandığı kampanya gece gerçekleşmesine rağmen oldukça rağbet gördü.
Kampanya aynı zamanda online oyun yoluyla Viyana dışından katılımcıları da kapsadı. Koşucular GPS ile takip edildi. Nike+ kullanıcılarına bu hızlı sanal karakterleri yakalayabilmeleri için hız konusunda ayrıcalık verildi. Ayrıca Avusturya Ulusal Futbol Takımı da kampanyaya online olarak katıldı ve Facebook’a da fotoğraflarını gönderdi.
Online oyunda katılımcılar ortalama 24 dakika kaldı. Fakat oyun kaç kişinin katıldığına dair bir bilgi bulunmuyor.
Ronaldinho
Nike’ın gerçekleştirdiği ilk viral kampanyalardan biri. Her viralde olduğu gibi bunda da videonun güzelliği sadeliğinden kaynaklanıyor.
Videoda Ronaldinho yeni Nike ayakkabıları giyerek marifetlerini sergiliyor. İnanılması zor hareketler sergileyen Ronaldinho’nun bu videosu tabiki sahte. Yine de video Youtube’da izlenme rekorları kırdı.
Tüketicileri kendi kampanyalarına dahil eden ve sosyal medya üzerinden dijital pazarlama stratejilerini başarılı bir şekilde kullanan Nike, etkileşim odaklı kampanyaları ile markalar için ilham verici örnekler oluşturmaya devam edecek gibi görünüyor.