Public Relations Global Network (PRGN) tarafından gerçekleştirilen araştırma, iş dünyası liderlerinin marka etkisini giderek daha önemli gördüğünü ve dijital kanalların büyüme stratejilerinde başrol oynadığını ortaya koyuyor.
40 ülkede pazarlama ve iş dünyası liderleriyle yapılan yeni bir küresel araştırma, markalaşma stratejilerinde köklü bir değişimi gözler önüne seriyor. Araştırmaya göre; güven, itibar ve dijital etkileşim, marka etkisinin en önemli belirleyicileri arasında öne çıkıyor. Public Relations Global Network (PRGN) tarafından, Researchscape International işbirliğiyle 50’den fazla üye ajansının katılımıyla gerçekleştirilen bu araştırma, dijital dönüşüm ve değişen tüketici güveniyle şekillenen bir çağda, işletmelerin marka etkisini nasıl yeniden tanımladığını ortaya koyuyor.
Araştırma, iş dünyası liderlerinin yüzde 89’unun marka etkisini “son derece” veya “çok” önemli gördüğünü, yüzde 67’sinin ise bu önemin önümüzdeki üç ila beş yıl içinde daha da artmasını beklediğini ortaya koydu. Ayrıca katılımcıların %87’si stratejilerini marka etkisini güçlendirecek şekilde uyarladıklarını, %29’u ise rekabetçi kalmak için büyük değişiklikler yapmak zorunda kaldıklarını belirtti.
PRGN Başkanı Natacha Clarac, “Bu sonuçlar, kuruluşların marka etkisini nasıl algıladığı ve geliştirdiği konusunda önemli bir dönüşümü gözler önüne seriyor. Artık sadece pazarda var olmak değil; paydaşlarla güvene dayalı ve samimi ilişkiler kurmak ön planda. Bu da marka etkisinin günümüz iş dünyasında neden giderek daha önemli hale geldiğini gösteriyor.” dedi.
PRGN Pazarlama ve İletişim Komitesi Başkanı Bill Southard, “Marka iletişiminde dijital dönüşüm artık kaçınılmaz. Kuruluşlar, bu platformları benimserken aynı zamanda hedef kitleleriyle samimi bağlantılar kurmayı da sürdürmeli.” dedi.
Güven ve dijital varlık marka etkisini tanımlıyor
Katılımcıların yüzde 65’i güveni, yüzde 61’i itibarı en kritik marka unsurları olarak gösterdi. Müşteri sadakati (%42) ve marka değeri (%19) ise etkiyi ölçmede öne çıkan göstergeler arasında yer aldı. Dijital ve sosyal medya platformları, marka geliştirmede merkezi konuma gelmiş durumda; katılımcıların %76’sı sosyal medyanın “son derece” veya “çok önemli” bir etkiye sahip olduğunu belirtti.
Liderler daha iyi ölçümleme ve dijital stratejiler arayışındaKatılımcıların yüzde 60’ı gelişmiş ölçümleme ve analiz kabiliyetlerine, yüzde 57’si ise dijital stratejiler ve amaca yönelik marka kurgusu hakkında daha derin içgörülere ihtiyaç duyduğunu ifade etti.
En etkili markalar: Apple, Nike ve Coca-Cola
Katılımcılara göre en etkili markalar Apple (%30), Nike (%13) ve Coca-Cola (%9) oldu.
Bu markalar, istikrarlı marka inşası ve inovasyonla uzun vadeli etki yaratma gücünü temsil ediyor.
Tüketici davranışları ve çalışan güveni marka etkisini yönlendiriyor
Katılımcıların yüzde 89’u, bir markanın tüketici davranışları üzerindeki etkisini “son derece” veya “çok önemli” olarak değerlendirdi. Ayrıca, çalışanlar en güvenilir paydaşlar arasında yer aldı. Araştırmaya katılanların yüzde 63’ü çalışanlara “son derece” veya “çok yüksek” düzeyde güvendiklerini belirtti. Bu da içsel marka savunucularının önemini vurguluyor.
Natacha Clarac, “Hızla değişen iş ortamında marka etkisinin önemini daha iyi anlamak istedik ve bu araştırmanın sonuçları, bu kritik konuda önemli bir bakış açısı sunuyor,” dedi. “Elde edilen bulgular, markaların değişen tüketici beklentileri ve artan dijital etkileşim ortamında etkilerini nasıl güçlendirebileceğine dair bir yol haritası sunuyor.”
Araştırma, PRGN’in dünya çapındaki 50’den fazla üye ajansının desteğiyle, 40’tan fazla ülkeden iş liderlerinin çevrimiçi olarak katılımıyla gerçekleştirilmiştir.