Bir grup psikolog, çok fazla selfie çeken kişilerin “Selfitis” adındaki psikolojik rahatsızlığa yakalanmış olabileceğini ortaya çıkardı.
Bir internet şakası olarak başlayan “Selfitis” hikayesi, bir grup psikoloğun durumu ciddiye alarak araştırmasıyla birlikte, bilimsel bir boyut kazandı. Nottingham Trent University ve Thiagarajar School of Management’tan bir grup, aşırı selfie çekmenin – yeni adıyla ‘Selfitis’in – gerçekten ruhsal bir hastalık olduğunu ortaya çıkardı.
Psikologlar, yaptıkları araştırmanın sonuçlarını International Journal of Mental Health Addiction’da yayımladı. Araştırmacılara göre, Selfietis’ten muzdarip kişiler çektikleri selfie’leri, kişisel motivasyon ve özgüvenlerini artırmanın yanı sıra sosyal rekabet için kullanıyor. Araştırmacılar, selfie çekmenin bir bağımlılık halini alabileceğini; onun da ötesinde özgüveni düşüren psikolojik bir rahatsızlık haline gelebileceğini belirtiyor.
Araştırma, selfie yüzünden en fazla intihar vakalarının yaşandığı Hindistan’da 200 kişiyle gerçekleştirildi. Katılımcıların %34’ünün borderline Selfitis, %40.5’inin akut Selfitis ve %25.5’inin ise kronik Selfitis olduğu ortaya çıktı.
Araştırmaya katılan grupta selfie çekmeyi takıntı haline getirenlerin %57.5’i erkeklerden, %42.5’i de kadınlardan oluştu. 16-20 yaş arasındaki gençlerin selfie konusunda daha hassas olduğu da ortaya çıkan başka bir gerçek oldu. Bu yaş grubunun %9’u günde 8’den fazla selfie çektiklerini söylerken, %25’inin sosyal medyada her gün en az 3 fotoğraf paylaştıkları belirlendi.
Gruba, selfie çekme sıklıklarını anormal bulup bulmadıkları gibi sorular da soruldu. Araştırmaya ait akademik makalede, daha sağlam bulgular elde etmek için farklı yaş gruplarından ve bölgelerden daha farklı temsilcilerle yapılacak geniş çaplı bir araştırma yapılması gerektiği de belirtiliyor.
