Sosyal medya, iletişimde kullanılan ana modlardan biri haline geliyor. Tüketiciler, markaların daha kişisel olmasını bekliyor. Aynı zamanda yeni otomasyon ve makine öğrenme teknolojileri, dijital pazarlamacılara günlük işlerini yaparken ve tüketicilerle etkileşim kurarken, markanın benzersiz sesini kaybetme korkusu yaşamadan kolaylık sağlıyor. Dijital pazarlama kuşkusuz 2018’de de bu iki çizgi arasında hareket etmeye devam edecek ve tüketiciyle pazarlamacıları birbirine bağlarken, otomasyon süreçlerine olan güveni de artıracak. Dünya dijital pazarlaması önünde 2018’de uzanacak olanlara ve dijital ajansların hazırlıklı olması gerekenlere hep birlikte göz atalım.

1. Tüketiciler filtresiz, özgün anlara, tasarlanmış içeriklerden daha çok tepki verecek

Estetik, şık ve profesyonel bir fotoğraf elbette dikkat çekicidir. Fakat jenerik stok fotoğraflar, markaların özgünlüğünü göstermesine yardımcı olmuyor. Bunun sonucunda da, tüketiciler markaların Instagram Stories’de ve Snapchat’te yarattığı daha özgün anların peşine düşüyor. Tüketiciler, markanın işleyişi hakkında daha dürüst içgörüler arıyor ve takip ettikleri markalarla daha kişisel bir seviyede iletişim kurmak istiyor. Filtresiz fotoğraflar ve çok ağır düzenlemelerden geçmeyen videolar paylaşan markalar içerikleriyle; daha fazla beğeni, paylaşım, tıklama alıyor.

2. Hikaye anlatıcılığı hiç olmadığı kadar önem kazanacak

İçerik pazarlamasının önemi, herkes tarafından biliniyor. Artık istemediğiniz kadar metin yazarına kolayca ulaşıp işe alabiliyorsunuz. Çevrimiçi rekabetin daha da çetinleşmesiyle beraber pek çok ajans, anahtar materyallerini profesyonel hikaye anlatıcılarla ve hatta gazetecilerle hazırlamaya başladı. Geleneksel medya pazarı inişe geçtiği için, gazeteciler içerik pazarlama işlerine yöneldi. Hikaye anlatımından anlayan ve ropörtaj yapmayı bilen yazarları işe alan ajanslar, bu işten kârlı çıktı. Gazeteciler, marka kimliği oluşturulmasına yardımcı olmaz, aynı zamanda anlattıkları  iyi araştırılmış hikayelere güvenilmesini de sağlayarak ve insanlara ulaşarak marka otoritesinin pekişmesine de yardımcı olur. Yüksek kaliteli, sürükleyici içeriklere duyulan talep, yıldan yıla artış gösteriyor. Bu trend, 2018’de de devam edecek. Okuyucular, takip ettikleri markalar hakkında eşsiz değer yaratan içerikler görmek istiyor. Oyunda kalmak için ajansların stratejilerini belirlemesi ve geleneksel olmayan yeteneklere yönelmeleri gerekecek.

3. Otomasyon 2018’de de yerinde kalacak

2018’in ortalarına kadar, makineler, işletmelerin sosyal medya içeriklerinin %20’sini üretiyor olacak. Facebook, yüz tanıma yazılımında yıllardır yapay zeka kullanıyor. Fakat 2018’de bu teknolojinin çok daha gelişmişine tanıklık edeceğiz. Yapay zeka konusunda dijital ajanslar için en büyük gelişme chatbot’ların yaygınlaşması ve hızlı müşteri hizmeti sağlanması. Y kuşağı, bu teknolojiye daha çabuk adapte olmayı başardı ve %60’ı bir markayla etkileşime geçtiklerinde chatbot’larla etkileşime geçtiklerini iddia ediyor. Chatbot’lar süreçleri otomatikleştirebilir, ekiplerin iş yükünü düşürürken, içerik yaratma gibi daha yaratıcı projelere odaklanmalarını sağlayabilir. Bazı markalar, chatbot kullanarak içeriklerini otomatikleştiriyor. The New York Times, bazı sayfalardaki içerikleri koordine etmek için chatbot’lardan yardım aldığını itiraf ediyor. Daha insani yetenekler kazanmaları halinde chatbot’ların 2018’de pazarlama alanında daha büyük etkiler yaratmasını bekleyebiliriz.

4. Sosyal medya ünlüleriyle (influencers) daha anlamlı ilişkiler kurmak gerekecek

Influencer marketing, çok yaygın olarak kullanılıyor. Kullandıkları markanın saygınlığına odaklanan tüketicilerin artmasıyla beraber, pazarlamacıların birlikte çalışacakları sosyal medya ünlülerinin markayla bütünleşmesi büyük önem taşıyor. Tüketiciler, herhangi bir ünlünün bir ürünü tanıtımı yaptığını görmek istemiyor. Onlar, endüstrideki gerçek liderlerin sizin ürün ya da hizmetiniz hakkında konuşarak sosyal değer kazandırmasını istiyor. Sosyal medya ünlüleri platformları arasına her geçen gün yenileri ekleniyor ve doğru sosyal medya yüzlerini bulmak, onlarla ilişki kurmak ve elde edilen başarıyı ölçmek gibi pazarlamacılar için vakit alan görevlerin kısalmasını sağlıyor. Endüstrilerde kilit rol oynayan influencer’larla yakın ilişkiler kurmak ve bu ilişkileri devam ettirmek, 2018’de pazarlamacılar için elzem hale gelecek. Influencer’larla ilişki kurmadan önce, hitap ettiğiniz kitlenin kimlere güvendiğini ve kimleri takip ettiğini öğrenmek için vakit ayırmanız gerekiyor.

5. Video konusundaki rekabet kızışacak

Video, sosyal medyada en çok tüketilen medya türü… 2018 de de durum çok farklı olmayacak. Tahminlere göre, 2020’de çevrimiçi içeriklerin %80’i video olacak. 2017’de sosyal medya kullanıcıları tarafından paylaşılan içeriklerin %90’ını video içerikler oluşturuyor. Videonun kısa ya da uzun vadede bir yere kaybolacağı yok. Hatta, bu alanda yaşanan rekabet daha da kızışıyor. İzleyicilerin dikkatini çekmek ve onları videoda tutmak için, pazarlamacıların videonun ilk 3 saniyesine odaklanması gerekiyor. Bu süreyi ne kadar uzatabilirseniz o kadar şanslısınız çünkü mobil kullanıcılar artık scrolling yapmadan yani ekranlarını aşağıdan yukarıya kaydırmadan duramıyor. Video içerikleri sessiz ve sesli şekilde optimize etmek de önem taşıyor. Bazı sosyal ağlar, videoları otomatik olarak sessizde oynatıyor ve kullanıcı ses butonuna tıklamadan videodan ses gelmiyor. Yaratacağınız deneyim, videoyu sesli ya da sessiz oynatan tüm kullanıcılar için iyi olmalı. Hazırlayacağınız video, izleyicilerinizin problemlerini çözmeye yönelik olmalı. Eğer videoda onlar için bir değer yarattığınızı görmezlerse scroll etmeye devam edeceklerdir.