2026’da sektörde en büyük değişim ne olur?
2026’da insanlar markaların ne dediğine değil, nasıl hissettirdiğine bakacak. Fazla cilalı, yapay duran her içerik sahneden düşecek. Tüketici artık kendine benzeyen hikâyeleri görmek istiyor. Sektördeki en radikal dönüşüm, markaların samimiyeti bir “seçenek” değil, bir “zorunluluk” olarak benimsemesi olacak. Duygusu olmayan içerik, sesi olsa bile duyulmayacak.
2026’da hangi hizmet alanları büyür, hangileri riskli hale gelir?
Gerçek hikâyeler büyür.Günlük hayattan akan, insanı içine alan, izleyicide “bunu ben de yaşıyorum” hissi yaratan işler öne çıkar. Markalar artık yüksek prodüksiyon yerine, içtenlik taşıyan anlatımlara yatırım yapacak.
Riskli tarafa gelirsek…Aşırı yapaylaşmış, formül gibi tekrar eden içeriklerin etkisi giderek azalacak. Bu dönemin kaybedeni, hızlı tüketilip unutulan, izleyiciyle duygusal bağ kuramayan işler olur.
2026 için markalara vereceğin tek tavsiye:
“Biz gerçekten kimi etkiliyoruz?” sorusuna dönmek gerek. Çünkü insanlar artık reklam izlemiyor; onların yerine karar veren küçük sezgiler izliyor. Markalar bu sezgilere yaklaşabildiği ölçüde büyür.
Yazar Hakkında
Furkan Kalkan, Rooas’ın kurucusu. Dijital reklamın geleceğini gerçek hikâyelerde gören bir vizyonla Rooas platformunu geliştiriyor ve markalara daha samimi bir iletişim zemini sunmaya odaklanıyor.






