Web sitenize uygulayacağınız birkaç optimizasyon yöntemi ile Google’ın "mobil öncelikli indeks" güncellemesinden olumlu sonuçlar alabilirsiniz. Araştırma şirketleri tarafından yayınlanan son raporlara göre dünya genelinde mobil internet kullanımı ilk kez masaüstünü geçti. Bunu öngören ve son yıllarda mobil konusunda önemli güncellemeler yapan Google, son olarak arama sonuçlarında mobil öncelikli indekslemeye geçeceğini duyurdu. “Mobile-first Indexing” başlığı ile duyurulan algoritma değişikliği ile Google artık sıralamalarda web sitelerinin masaüstü versiyonları yerine, mobil versiyonlarına öncelik vermeye başlıyor. Böylece arama sonuçlarında web siteleri ve uygulamalar için tek bir indeks kullanılacak ve Google botları sitelerin mobil içeriklerini daha fazla değerlendirerek sonuçlara yansıtacak. Yaklaşık bir yıl önce çalışmalarına başlanan mobil öncelikli indeksleme henüz test aşamasında ve kullanıcıların arama deneyiminde kesinti olmaması açısından birkaç ay daha uygulamaya geçmeyecek. Yine de web sitenizi şimdiden bu yeniliğe hazırlamanız, algoritma hayata geçtiğinde sorun yaşamamanız açısından faydalı olacaktır. Mobil öncelikli indeks için aşağıdaki optimizasyon yöntemlerini web sitenizde kolayca uygulayabilirsiniz.
1. Web sitenizdeki sayfaların açılma hızını iyileştirin. Google, web sitelerinin hız ve performanslarına her zaman çok fazla önem verdi. Şirketin Geliştirici Programları Teknik Ekip Lideri Maile Ohye “Bir e-ticaret sitesi için 2 saniye kabul edilebilirlik eşiğidir. Fakat Google’da yarım saniyenin altında bir süre hedefliyoruz.” diyor. Kullanıcıların web sitelerinden beklentileri hızlı bir şekilde yüklenmeleridir. Dolayısıyla Google’ın beklentisi de aynı. Sitenizin hızlı yüklenmesini sağlamak, mobil cihazlardaki sıralamanız için de gerekli. Web sitesi hız optimizasyonu için aşağıdaki birkaç detayı göz önünde bulundurmalısınız: • Görseller: Çok büyük görseller web sitenizi yavaşlatabilir. Sitenizde kullandığınız görselleri doğru boyutta olacak şekilde optimize ederek, sitenizin performansını iyileştirebilirsiniz. • Kısa kodlar: Web sitenizi işlevi olmayan tüm kaynak kodlardan ve gereksiz karakterlerden temizleyerek, hızınızı artırabilirsiniz. • Tarayıcı önbelleği: Bir kullanıcı bir web sayfasını ziyaret ettiğinde yerel bilgisayara sayfanın kaynak kodları aktarılır. Böylece kullanıcı sitenize yeniden geldiğinde veriler tekrar çekilmez, önbellekten yüklenir. Buna tarayıcı önbelleği (browser cache) denir. Web sitenizde tarayıcı önbelleği kullanarak sayfaların daha hızlı açılmasını sağlayabilirsiniz. • Yönlendirmeler: Çok fazla yönlendirme sitenin yeniden yüklenmesine neden olabilir ve deneyimi yavaşlatabilir. Web sitenizde mümkün olduğunca az yönlendirme yapmalısınız. 2. CSS, Javascript ya da görselleri gizlemeyin. Mobil tasarımın ilk dönemlerinde web sitelerindeki CSS ve Javascript ögelerini ya da görselleri gizlemek faydalıydı. Çünkü bu ögeler sık sık sorun oluşturuyor ve sitenin bazı özelliklerini engelliyordu. Bu durum artık geçerli değil. Akıllı telefonlar çoğu durumda kullanıcıların sahip olduğu bilgisayarlardan daha güçlü olabiliyor. Yapılmak istenen birçok işlem artık telefonlar üzerinden gerçekleştirilebiliyor. Bir tür akıllı yazılım olan Google botları da aynı şekilde, kullanıcıların hareketlerini takip edebiliyor ve kategorilere ayırabiliyor. Dolayısıyla CSS, Javascript ya da görselleri mobil sitelerde gizlemek mobil optimizasyon için doğru bir yaklaşım değil. 3. Mobil tasarım her zamankinden daha önemli. Arama motoru optimizasyonu artık teknik beceriden ziyade, bir sanata dönüştü diyebiliriz. Günümüzün SEO uzmanları kod ve sıralama sinyallerinden fazlasını bilmek ve anlamak zorunda. Dolayısıyla sıralamaları etkilemek için tasarımın -ve artık mobil tasarımın- nasıl olması gerektiğini de bilmeliler. Responsive tasarımlar her zamanki gibi en iyi çözüm. Responsive (cihaz ekranına duyarlı) bir siteye sahipseniz ve masaüstü ile mobil versiyonda kullandığınız veriler aynıysa, bir değişiklik yapmanıza gerek yok. Verilerin aynı olduğundan emin olmak için Google’ın Yapısal Veri Test Aracı’nı kullanabilirsiniz. Ayrı bir mobil siteniz varsa, aşağıdaki birkaç optimizasyon önerisi işinize yarayacaktır: • Flash kullanmayın: Apple mobil cihazlarda Flash’ı kaldırdı. Dolayısıyla web sitenizdeki Flash ögeler, kullanıcıların cep telefonlarında görüntülenemeyecektir. Eğer sitenizde interaktif ögeler yer alacaksa; HTML5 ya da Java kullanabilirsiniz. • Pop-up’lardan kurtulun: Pop-up’lar web sitelerinde potansiyel müşteri yaratma, bilgilendirme, veri toplama ve benzeri faydalı amaçlar için kullanılabiliyor. Fakat bu amaçlar mobilden gelen ziyaretçilerinizi üzmeye değmez. Ayrıca pop-up’ları mobil sitenizden kaldırarak hemen çıkma oranını da azaltabilirsiniz. • Tasarımınızı “parmak” için yapın: Mobil kullanıcılar web sitenizde parmakları ile gezmek zorundalar. Dolayısıyla mobil tasarımınızın “parmak dostu” olması önemli bir konu. Kazayla açılan sayfalar, kaydırırken yaşanan zorluklar, hafif bir vuruşla tıklanamayan linkler ziyaretçileriniz için can sıkıcı olabilir. 4. Site içi (on-page) optimizasyona önem verin. Arama motoru sonuç sayfaları (SERPS) söz konusu olduğunda çalışmak için daha az alana sahipsiniz. Bu nedenle kendinizi kısa başlıklar ve özlü açıklamalar kullanarak ifade etmeniz gerekiyor. Böylece sadece Google botlarının değil, ziyaretçilerinizin de kim olduğunuzu, işinizin ne olduğunu, hizmet ve ürünlerinizi anlaması kolay olur. Kullanıcı deneyiminin iyileşmesinin sonucu da bildiğiniz gibi daha yüksek tıklama oranı ve sonuçlarda daha üstlere taşınma olarak size dönecektir. Google, ayrıca Search Console’daki test aracı ile robot.txt dosyanızı kontrol ederek, botların mobil versiyonunuza erişim problemi olup olmadığını kontrol etmenizi öneriyor. Mobil sitesi olanlar için ise mikroveri kullanırken özel bilgiler sunan içerikler dışında uzun işaretlemeler yapmamalarını söylüyor. 5. Yerel optimizasyonun önemi artmaya devam ediyor. Google son zamanlarda gerek mobil arama ağı reklamlarında, gerekse arama motoru algoritmalarında lokal optimizasyona çok önem vermeye başladı. Eylül ayında yayınlanan “Possum” güncellemesi ile birlikte mobil aramalarda yerel işletmeler daha fazla öne çıkarılmaya başlandı. Google böylece arama yapan kullanıcıları yakınlarındaki fiziksel mağazalara yönlendirmeyi hedefliyor. Platformun yerel arama davranışına ilişkin araştırmaları da kullanıcıların bu konuda harekete geçmeye hazır olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla mobil öncelikli indekslemeden en çok yerel işletmeler kazanacak diyebiliriz. Mobil aramalarda görünürlüğü artırmak için ise web sitenizde şunları uygulamanız gerekiyor: • Başlık etiketinde şehir (ve eyalet) adı • H1 başlığında şehir (ve eyalet) adı • URL’de şehir (ve eyalet) adı • İçerikte şehir (ve eyalet) adı • Alt etiketlerde şehir (ve eyalet) adı • Meta açıklamada şehir (ve eyalet) adı • İşletme adı, telefon ve adres
Google, mobile-first indexing ile birlikte mobilden yapılan aramalar için her zamankinden daha kaliteli sonuçlar sunmayı hedefliyor. Platform, önümüzdeki günlerde mobil siteler üzerinden indeksleme yapacağını söylese de; sadece masaüstü siteniz varsa, onu indekslemeye devam edeceğini de belirtiyor. Yeni algoritmaya geçiş ise bir anda olmayacak, süreç içerisinde daha öğreneceğimiz birçok şey var. Bu nedenle acele ederek, henüz tamamlanmamış ya da masaüstü versiyonu ile tam entegrasyonu yapılmamış mobil sitenizi yayına almanıza gerek yok. Yine de şimdiden harekete geçip, tasarlanmakta olan mobil sitenizi ya da yayındaki responsive/mobil sitenizi bu algoritmaya hazırlayabilir ve mobildeki görünürlüğünüzü artırabilirsiniz. Web sitenizde bu yöntemleri uygulamak ve sitenizi mobile-first indexing’e hazırlamak için Dijital Reklam Ajansları ve SEO Ajansları’ndan da profesyonel destek alabilirsiniz.